Kripto para topluluğunun hacimsel bazda en büyük ikinci kripto varlık olan Ethereum, bu kesimde gördüğünüz başka tüm kripto para ve token’lardan farklı. Hatta Bitcoin ile Ethereum ortasında bile devasa farklar var. Şöyle abartılı bir cümle kursak da yanlış olmaz: Ethereum olmasaydı, bugün binlerce token konuşuyor olmazdık.
Peki Ethereum’u bu kadar özel yapan şey ne? Bir kripto para ünitesi nasıl oluyor da teknik manada tarihin birinci kripto para ünitesi olan Bitcoin’den çok daha pahalı olabiliyor? Gelin, daima birlikte bu sıkıntıyı masaya yatıralım.
Kısaca açıklayalım: Bitcoin nedir?
2008 yılından beri hayatımızın içinde olan Bitcoin, aslında bir blockchain ağıdır. Ödemelere odaklanan bu ağ, rastgele bir kişi yahut kuruma da bağlı değildir. Kodlarla oluşturulan ve şifrelenmiş olan bu kripto para ünitesi, ödemeler dışında diğer bir şey için kullanılmaz. İşte Bitcoin, en kolay haliyle bu türlü anlatılabilir.
Peki Ethereum nedir?
2015 yılında piyasaya sürülen Ethereum, aslında Bitcoin ile ortak özelliklere sahiptir. Bir blockchain ağı olarak hizmet veren Ethereum, merkeziyetsiz olmakla birlikte özel güvenlik katmanlarına sahiptir. Lakin, Ethereum’u bugünlere getiren temel şey, “akıllı kontrat” özelliğidir. Bitcoin’in sahip olduğu tüm özellikleri esasen bünyesinde taşıyan Ethereum, aslında Bitcoin’den fazlasına sahiptir.
Devam edelim: Akıllı kontrat nedir?
1990’lı yıllardan beri konuşulan akıllı kontratlar, Ethereum’un kullanıma sunulmasıyla gerçek olgular haline gelmiştir. Akıllı kontrat dediğimiz şey, iki taraf ortasındaki bir kontratın algoritmalar ile onaylanması sürecidir. O kadar yararlıdır ki hayatınızı kolaylaştıracak bir şeyler mi icat etmek istiyorsunuz, çabucak akıllı kontratlarla ilgili bir projeye odaklanın.
Herkesin anlayacağı lisandan konuşalım. Bugün bir mesken satın alacağınız vakit, bulunduğunuz yerdeki tapu dairesine gidersiniz; ikinci el araç alım-satımları içinse noterlikler kullanılır. İşte akıllı kontratlar, bunlar üzere devlet dairelerine gitme ihtiyacını ortadan kaldırır. Her şey bilgisayar başında kayıtlı olarak tamamlanır. Lakin akıllı kontratlarda geriye dönme sistemi yoktur. Yani yapılan bir süreç geri alınamaz.
Diyebilirsiniz ki noterin işi farklı, tapu dairesinin işi farklı. Haklısınız lakin akıllı kontratlar bunlar için özel olarak programlanabilir. Ayrıyeten; Ethereum üzerine kurulan hizmetler, istenirse birden çok akıllı kontrat yönetecek halde geliştirilebilir. Buradan şöyle bir ayrım yapabiliriz: Ethereum eşittir Windows işletim sistemi, akıllı kontrat içeren rastgele bir hizmet eşittir Google Chrome.
Ethereum’un programlanabilir yapısı, bu ağ üzerine heyeti oyun ve hizmetler geliştirilmesini sağladı.
Ethereum, isteyen herkes tarafından özel olarak yapılandırılabilen bir yapıya sahiptir. İşte bu da onu Bitcoin’den ileriye taşımaktadır. Bugün şayet isterseniz, Ethereum ağında özelleştirmeler yaparak kendinize özel bir oyun tasarlayabilirsiniz.
Merkeziyetsiz finans (DeFi) denilen şeyler de Ethereum ağı üzerine kurulmuş olan yapılardır. Ve tüm bunlara ek olarak, kripto para topluluğunun bir periyot trend hale getirdiği NFT‘ler, bugün aslında Ethereum sayesinde var olmuşlardır.
Bitcoin ile Ethereum, neyi amaçlamaktadır?
Bitcoin, hayatımızın içine yerleşmek ve tıpkı Türk lirası yahut dolar üzere faal olarak kullanılabilen bir para olmayı amaçlamaktadır. Ethereum’un hedefi ise para olmak değildir.
Ethereum, merkeziyetsiz hizmetler geliştirilsin, bu hizmetler kullanılsın istemektedir. İşte bu hizmetlerdeki süreç fiyatları, Ethereum’un temel gayesidir. Grup, işlem fiyatları üzerinden para kazanmak istemektedir.
Son olarak, “Ethereum” sözü yanlış manada söylem edilmektedir!
“Ethereum” sözü, pek çok vakit kripto paraymış gibi anılmaktadır. Lakin bu gerçek bir şey değildir. Ethereum dediğimiz tabir, blockchain ağının ta kendisidir. Bu ağın mahallî para ünitesi ise Ether‘dir (ETH). Fakat hem borsalar hem de yatırımcılar, bu ayırımı pek de önemsememektedirler.
